MİTHAT YURDAKUL Ankara – Rapora göre Google, tüketici gizliliği gerekçesiyle, matematiksel bir formüle dayalı olarak tüketici kimliklerini hash’liyor (şifreleme) ve Google dışındaki herhangi bir tarafın reklam sunucusunun, kullanıcı kimliklerine erişimlerini kısıtlıyor. Google, kullanıcı kimliklerine doğrudan erişebilirken diğer aktörlere şifrelenmiş kimlikler gönderiliyor. Bu durum, bilgi asimetrisi yaratarak pazardaki rekabeti bozabiliyor. Google’ın hizmetini küçük yayıncılara ücretsiz, büyük yayıncılara ise daha yüksek bir fiyata sağladığı, yayıncı müşterilerine farklı oranlar uygulayarak gösterimlerin fiyatlandırılması noktasında ayrımcılık uyguladığı da iddialar arasında.
Raporda, Facebook ve Instagram’ın bağımsız ölçümleme yapan reklam sunucularının kodunu reklamlara eklemediği iddia edildi. Facebook’un reklamlarını tek platformdan yönetmesi nedeni ile bağımsız bir elden frekans ve erişim yönetimi yapılmasının mümkün olmadığı, Facebook’un gösterim erişimini ölçebilmek ve diğer reklamlarla karşılaştırabilmek için kullanılabilecek reklam sunucusu gösterim etiketlerine de (tag) izin vermediği ifade edildi.
REYTİNG SİSTEMİ
Reklam teknolojisi tedarik zincirinde de önemli bir şeffaflık sorunu olduğu belirlendi. Sektördeki ihale süreçlerinin karmaşıklığının da reklam verenleri ve yayıncıları, reklam teknolojisi sağlayıcılarına bağımlı hale getirdiği tespit edildi. İnternetteki haber yayıncılarının da dijital platformlarca sunulan şartları koşulsuz kabul etmek zorunda kalması endişeye neden oluyor, haber yayıncılarının reklam gelirleri düşüyor. Sanal alandaki reklam ve mecra/kitle ölçümlemesi üzerinden de reklam verenlere hangi mecrada nasıl bir sosyo-demografik kitle olduğunu görmelerini sağlayan, televizyondaki reyting sistemine benzer bir sistem bulunuyor.